8 Haziran 2015 Pazartesi

Duvarların Dili Olsa -Alice Clayton

Bazı çevirilerinden kaynaklı Dex yayınlarına karşı biraz antipatim olduğunu söyleyebilirim aslında. Ama en son arkadaşlarımdan biri "cha, bu kitap tam senlik al oku" diyerek önüme atınca yayın evine ve kitaba bir şans verip okudum. Tanıtım bülteni;

Bazen duvarlar o kadar incedir ki tutku aradan sızıverir.
"Ah, tanrım."
Tak.
"Ah, aaahhh."
Tak tak.
Neler oluy...
"Oh, aahh, çok iyi!"

Caroline, San Francisco'daki yeni dairesinde ilk uykusundan işte böyle uyandı. Çapkın komşusunun adeta küçük bir haremi vardı. Her gece başka bir kadınla, Caroline'ın yatak başındaki tabloyu kafasına düşürecek kadar hızla duvarları gümbürdetiyordu. Hatta Caroline'ın kedisi Clive bile bu seslere kayıtsız kalamamış, düz duvara tırmanmaya başlamıştı. Artık uyku haramdı. Kapı deliğinde nöbet tutmasına rağmen bu gizemli adamın neye benzediğini bir türlü göremiyor, meraktan ve sinirden çıldırıyordu. En sonunda, bir gece, bu tantanaya daha fazla dayanamayıp hışımla adamın kapısını çaldı. İlk görüşte aşk, hiç bu kadar eğlenceli, komik ve tutkulu yazılmamıştı…

~~


Bir kitaba başlamadan önce adına aslında o kadar takılmamak gerekirmiş. Duvarların dili olsa hem adıyla hem kapağıyla içinde sadece seks barındıran bir kitap izlenimini vermişti bana ama bunun yerine karşıma daha çok argo kelimeler ve türevleri çıktı. 

Kitap, Caroline'ın duvar delen adını verdiği yan komşusu Simon'ın ilişkilerini konu alıyor. Yan komşusunun evine gelen 3 ilginç özellikte kadını yatak odasının ince duvarından dinleyip isimler veren Caroline daha sonra "yeter artık!" nidalarıyla Simon'ın kapısına dayanır ve BAM! yakışıklı fotoğrafçımızla karşı karşıya kalan kızımızın nutku tutulur ama nam-ı diğer duvar delen'e bunu kesinlikle belli etmeden postasını koyarak evine geri döner. Çiftin ilk resmi karşılaşması bu olsa da daha sonra ortak tanıdıklarının çıkması, en yakın arkadaşlarının birbirlerinden hoşlanmaları derken çiftimiz dost olmaya karar verir.

Daha önce de dediğim gibi kitabın ismine çok fazla aldanmamak gerekiyor çünkü cinsellikte bu kadar üst sınıf olan adamımız Caroline'la karşılaştıktan sonra bir durulma evresine giriyor ve kitabın sonuna kadar uslu bir çocuk olarak hayatını sürdürüyor. En başta bir çift olmayı reddeden Caroline daha sonra Simon'ın da hareketleriyle ona doğru yavaş yavaş çekiliyor ama iki karakterimiz de bu çekimden olabildiğince kaçmaya çalışıyor. Tabi bu şekilde kaçarlarken bize "yeter artık sevişin de bitsin şu gerginlik!" dedirtmiyor hatta "bu şekilde iyiler aralarını bozmasınlar bir şeyler yaşayarak" dedirtiyor çiftimiz. Ne kadar Simon'ın piç konuşmaları ve Caroline'ın ORunun zorlamaları olsa da ilişkiye başlama evreleri olması gereken seviyedeydi...

Çeviri noktasında biraz sıkıntım oldu yine ama kitap fazlasıyla güldüren bir kitap olduğu için üzerinde durmanın bir anlamı yok. Eğlendim, güldüm, uykusuz kaldım ve kitap bitti.

Bir de bahsi geçmesi gereken bir Clive var ki kendi kedimi gördüm resmen Clive'de. Yazarın kesinlikle bir kedisi var diye düşünüyorum çünkü Clive çok kedi bir kediydi! Fazlasıyla şapşal, asil ve yaramaz. Bir de onun düşüncelerini okumak var ki en çok o kısmı sevdim kitapta.

Havaların kötü olması ve yazın bir türlü gelememiş olması hesaba katılınca eğlenceli bir kitap insanın keyfini yerine getirebilir diye düşünüyorum ve okunabilir diyorum bu kitap için. 

4 yorum:

  1. Sen birde "ben mila - perinin sarkaci" ni oku ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tanıtım bülteni biraz ilginç ama bakabilirim tabi :)

      Sil
  2. Kitap önerilerine ve kitap yazilarina bayiliyorum :) bu kitaba da bakacagim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim :) Cinsellikle ilgili bir sorunum yok ama bir kitabın içinde sürekli okumak da sıkmıyor değil bu kitap öyle değil ama aklında olsun :D

      Sil