Bir önceki yazımda Batu'nun benimle konuşmadığını yazmıştım ya hani, o konuşmama günlerce devam edince aldım sırt çantamı anneme arkadaşım evleniyor bahanesini kullanarak kalktık gittim. Daha önce o düğünün yolunu yaptığım için izin kısmında bir sıkıntı yaşamamış olsam da ara tatilde tekrar gitmek için bahanemin kalmamış olması içimi biraz burktu diyebilirim. Neyse, Batu'nun benimle konuşmuyor olması benim için çok çok daha büyük bir sorundu.
Yıllarımı geçirdiğim şehre hiç kimseye haber vermeden gittim, yetmedi Batu'nun evinin yolunu tutup o evde olmadığı halde onu saatlerce bekleyip o uzatmaları oynayan konuşmamızı gerçekleştirdik. Batu'nun ev arkadaşlarından biri evde olmasa baya baya kapıda kalacaktım tabi o ayrı mesele. Neyse, Batu beni görünce şaşırsa da pek aldırış etmedi geldiğim için ve laf sokmalara tam gaz devam etti. O kadar çok şey söyledi ki bir çoğu artık aklımda değil bile ama en son beni ağlatmasına iki kelime kalmıştı ki baktı benim gözler dolu dolu oldu, dudaklar aşağı sarkmamak için direniyor falan o da saldı yelkenleri suya, affetti. Tabi konu burada kapanmadı o ayrı. Mesela sonradan bir de Emre'yi çağırdı Batu ve Emre eve girer girmez hiç şaşırmadan "Batu sana cevap vermeyince ikinci gün kalkar gelirsin demiştim geç kaldın" dedi. Adam malını biliyor tabi demek geldi içimden ama doğru, hemen o gece bile gelebilirdim ama imkanlar ona el vermedi. Telefondaki kızma ve bağırmaların yanında bir de yüzüme karşı azarımı güzelce işittikten sonra -bu arada olaya kulak misafiri(?) olan Batu'nun ev arkadaşı da yorum yapmaktan eksik kalmadı ve o da gömdü beni birkaç kere- ben neler olduğunu sorar gibi oldum ve konuyu kapattılar. Aralarında ne oldu ne geçti hiçbir fikrim yok ama umurumda olduğu da söylenemez pek, ne hali varsa görsün. Bir daha da sorma gibi bir düşüncem de yok hem madem çocuklar söylemek istemiyor o zaman ben de sorup tekrar aramıza soğuk buzları koymam.
Bu arada ağır abilerim beni evden kovdu! Sonbaharda Emre'yle aynı evde yalnız kalmamışım gibi bir muamele görüp "bu kadar erkekle aynı evde kalamazsın" denilerek Batu'nun ev arkadaşlarından birinin sevgilisinin evinde koltukta yatıyorum. Oysa tanımadığım bir kızın evinin koltuğundansa Emre ya da Batu'nun evinin koltuğunda yatmayı tercih ederdim ne yalan söyleyeyim. O bir kenara hiç rahat değilim burada, kızların stresleri, konuşma şekilleri, bana göre garip yaşam şekilleri falan kendimi sorgulamama neden oldu diyebilirim. Oysa abilerim beni koltuklarında kabul etselerdi ne güzel olurdu.