23 Şubat 2016 Salı

Yüz verdik astarını aldılar

Uğur'la çıkmaya başlamamız ve ayrılmamız arasında geçen süre çok kısa olunca onun da önerisiyle arkadaşlığımızı bozmayalım dedik. Zaten hiçbir şey olmamış anı falan hiçbir şey yok olur bu iş diye düşündüm kabul ettim. Malım ben arkadaşlar! 2 ay kendini başka göstermiş biri 2 günlük ilişkinin ayrılığında normal bir arkadaş gibi devam eder mi? Ben size söyleyeyim, etmez. Etmiyormuş yani ben yeni öğrendim. Geçtiğimiz gün ablam, eniştem ve ben Deadpool'a gittik. Son seansa girmemiz, reklamlar ve jenerik sonrasına kadar kalmamız hatta sonrasında kahkahalar eşliğinde oyalanmalarımız derken saat epey geç oldu. Uğur beyimiz de beni filmde olduğumuz süre boyunca 10a yakın kez aramış ama telefon sessizde olduğu için ben duymamışım. Çeşitli yollardan bana ulaşamayınca da ablamın evine geldi. En fazla iki kere beni bırakmıştır o da saat çok geç olduğu ve otobüs bulamayacağım için ama kazımış mı aklına ne yapmış geldi orada kalıyorum diye. Hayır bu çocuk beni kendi evime bırakmış olsaydı o iki seferde ailemin evine mi gidip gecenin bir yarsı beni soracaktı? Öyle bir şey olsa olacakları düşünemiyorum bile o ayrı mesele ama ablamın böyle bir duruma şahit olması da ayrı bir konu. Uğur gece gece bana sesini yükseltti sanki öyle bir hakkı varmış gibi! O bana sesini yükseltince ablam da durmadı sanki benim cevap verme yetim yokmuş gibi o da Uğur'a yüklendi. Çocuk saygıdan mı başka bir şeyden mi bilmiyorum sustu "yarın konuşuruz" dedi gitti ama onun gitmesi ablamın tepeme binip hesap sorması bir oldu. Eniştem de ablam bir kere kızdıktan sonra susturmak imkansız diye bıraktı izledi bizi uzaktan. Bir saat öncesinde kahkahalar atarken hemen sonrasında bu durum hiç ama hiç iyi olmadı.
Uğur'un "yarın konuşuruz" lafını ablam duyduğu için evden çıkarmayacaktı neredeyse beni ama sinirini atamamış bir Cha yerinde durur mu? Durmaz, durmadı. Akşam Kadıköy'de artık yer etmiş mekanımız aynı zamanda tanıştığımız yere oturduk karşılıklı bir süre konuşmadık. Sanki yüzü varmış gibi başladı hesap sormaya. Saçını başını yolmak diye bir tabir var ya onu gerçekleştirmemek için o kadar zor tuttum ki kendimi dişimi sıkmaktan çenem ağrıdı. Çok geçmeden ablam zırt pırt arayıp "eve dön o çocuğun yanında ne işin var" demelere başladı zaten. Geçtiğimiz hafta dedim ben ona biz birbirimize uygun değiliz diye ama o kısımlar sanki hiç yaşanmamız da geçtiğimiz süre boyunca onunla ilişkimiz devam ediyormuş gibi düşünüyormuş resmen. İki dakika mantıklı konuşmadı çocuk o kadar sinir oldum ki bir şeyleri yumruklamak isteği bende aldı başını gitti. Hala çok sinirliyim rezillik çıkmasın diye sesimi çıkarmadım ama o kadar çıkarmak istedim ki o an. Sen kendini ne sanıyorsun diye bağırıp kafasını masaya defalarca vurmamak için zor tuttum kendimi. İçimden binlerce şiddet sahnesi geçirip dışımdan da sakin sakin bir daha görüşmek istemediğimi söyledim. İçimde kaldı yani birçok şey düşünün halimi.

15 Şubat 2016 Pazartesi

Hayatımın en kısa ilişkisi

Sevgililer gününü çok anlamsız bulduğumu daha önce söyledim mi bilmiyorum, önemli de değil zaten ama şu var ki sevgililer günü benim hayatım boyunca yalnız geçmiştir. Bu sene bu biraz kırıldı ama hala bir şeyler biraz yanlış. Evet şu an istediğiniz kadar kızabilirsiniz hatta Lady gelip dövebilir gibi hissediyorum ama 14 şubatta ilişkisi biten benim üstüme fazla gelmez diye umuyorum. Olay tam olarak şöyle oldu; arkadaşım ve onun başka yerlerden arkadaşlarıyla bir yerde otururken tanıştım ben bu çocukla. Daha önce ondan hiç bahsetmeme sebebim de hayatımın anlamsız detaylarından biri olmasıydı. Birkaç kere yalnız da buluşup sohbet edince kendime neden olmasın falan dedim. Bana karışmayacak, kararlarıma saygı gösterecek biri doğal olarak ilgimi de çekince oldu bir şeyler. Bir de üstüne aramızda çöpçatan arkadaşlar olunca fazla şansımız yoktu tabi. Başlamaya karar vermemiz 12 şubat ve ayrılık 14 şubat olunca başlama değil bitişi yazabiliyorum ama olduğu kadar artık. Yeni tanıştığımızda ve sonrasında "karşımda aptal bir kadın olmamalı, benim onayım olmadan hareket edebilmeli" demişti. Başka zamanlarda da "sürekli telefon elinde benim yazmamı beklememeli ya da bir sorunumuz olduğunda trip atıp benim anlamamı beklemek yerine benimle konuşmalı" demişti. "Kendinden emin, bana muhtaç olmayan" gibi bir şeyler de demişti hatta. Sonra ne mi oldu? İlk tartışma konusu "ablanda kaldığını bana neden söylemedin?" oldu hem de ilk gün! Durup dururken, çıkmaya başladığımız an "ben bu ara ablamda kalıyorum, evden daha rahat" mı demeliydim? Hem bir ara laf arasında söylemiştim de. Neyse dedik o gün geçti işte diğer gün Mine'yle buluştuk sabah akşam da Uğur'la görüşelim dedik. Beyimiz daha 24 saat yeni yeni dolmaya başlamışken "giydiğin şeylerden pek memnun değilim Cha, daha makul giyinebilirsin" dedi. Suratına boş boş bakıp "daha makul?" dediğimde de üstümdeki trikonun çok ince olduğunu içimi belli ettiğini aynı zamanda sırtımı da açıkta bıraktığını söyledi. Sırtımı açık bırakması da ters dekolte olması yani arkası v yaka şeklinde ama açık denecek kadar açık değil kaldı ki annem bile açık demiyorsa bir giysi açık değildir. "Giyim konusunda bana gerçekten karışacak mısın?" dedim "önemli değil mi benim görüşlerim?" dedi. "Belirli sınırlar içerisinde önemli, senin söylemenle giyim tarzımı değiştirmem ya da sen 'bunu böyle yap' 'şunu böyle yap' dedin diye onları harfiyen yapmam, bu benim karakterime aykırı" dedim. İkinci kavgamız da bu şekilde benim onu dinlememem ve sözde "açık" giyinmemle daha sonra konuşulmak üzere rafa kaldırıldı. Konuşmayı denedim, açıklığa kavuşturalım falan diye ama gitti kolunun altına aldı elimi falan tuttu "daha sonra" dedi. İkinci günden kavga büyümesin diye ben de sustum alışır artık bu duruma ne de olsa "başkasının onayına ihtiyaç duymayan" kadınlar hoşuna gidiyor dedim ama sevgililer günü yani 14 şubat günü arkadaşlarımla buluşmalarıma, gittiğim yerleri ona haber vermeyişimi ve sussun diye oturduğumuz yeri söylediğimde kalkıp gelmesiyle bitti. Son zamanlarda buluştuğum kişi kendisiyken çok çıkıyor olmam ya da çıktığımda sadece onunla buluşmuyor olmam dert oldu çocuğa. Çıkınca sabit bir yerde oturan biri değilim tek akşamda 6 farklı yerde oturma potansiyeli olan biriyim ve her birini ona haber vermiyor olmam problem... Sorguya çekip baskın yapması zaten ayrı bir sinirlenme sebebim. Kısaca "ben seni istediğin gibi biri değilim, sen de benim düşündüğüm gibi biri değilsin"le bitti ilişkim. Tam demiştim "sanırım olacak, hayatıma biri cidden girecek" ama o da kendini en başında başka tanıtması yüzünden olmadı. 

8 Şubat 2016 Pazartesi

Güzel popo önemli

Geçtiğimiz günlerde aslına minik bir konu yüzünden çıkan tartışmanın sonunda anneme "ben ablamda kalıcam birkaç gün haberin olsun" diyerek alıp eşyalarımı ona gittim. İyi güzel abla evi mis gibi olsa da hazır anneme hesap vermezken ablama haber vererek gece arkadaşlarımla olacağımı söyleyip çıktım. Böyle yapmamdan ne kadar hoşlanmasa da kendisi benim yaşımdayken bin bir türlü yalanla aynı şeyleri yaptığı için bana bir şey söylemiyor. En azından ona yalan söylemediğim sürece. Neyse, başta kalabalık başlayan arkadaş grubumuz ilerleyen saatlerce 4e kadar düştü ki iki kişi tek sayılabilirdi çünkü onlar tam anlamıyla bir çiftti. İşte bu çiftimizden kız olanı alkolü abartıp saçmalama evresine geçince erkek arkadaşı benden önce ortaya atılıp "ben şunun bir yüzüne su vurayım, montsuz dışarı çıkarayım da kendine gelsin" dedi gittiler ben de az çok muhabbetim olan Umut'la kaldım bir başıma. Konu nereden döndü dolaştıysa squata geldi ve oradan sonra önünü alamadık zaten. Başta "kız arkadaşım istedi diye başlamıştım şimdi de bırakmadım ama çok anlamsız geliyor kızların ilk popoya bakması" dedi. Başta bir düşündüm "ben de fiziksel özelliklere bakınca ilk popoya bakıyorum ama neden?" diye, sonra aklımda sadece "erkek dediğin güzel popolu olur" sözü döndü durdu. Bir de mantıklı düşünecek kafada da değildim tabi o ayrı ama sebepsiz seviyorum ben güzel popolu erkeği. Daha sonra aklıma gelen ilk cümleyi söyledim "muhtemelen sizin büyük göğüs sevmenizle aynı sebeplerdendir bizim güzel popolu erkek sevmemiz". O da pek açıklayamadı nedenini ama herkesin kendince bir zevki, isteği oluyor tabi. Bir süre sonra sevgilisini alıp yanımıza geri dönen arkadaş da konuya ucundan katılınca hayatının şokunu yaşadı ama "gerçekten o kadar bakıyor musunuz?" diye. Kızlar, sanırım bize ait büyük bir sırrı iki erkeğe verdim ben ya.

6 Şubat 2016 Cumartesi

Yine bir rüya gördüm

Eski bir arkadaşım var adı Aslı olsun, kendisi aslında tam Türk değil Rus melezi ama ailesi ayrıldığından -yani 5 yaşından- beri Türkiye'de yaşadığı için eskiden beri tanışıyoruz. Aslı, Mine ve ben küçüklüğümüzden beri birbirinin dibinden ayrılmayan, birlikte her şeyi yapan bir üçlüydük. Geçmiş zaman kullandım çünkü Aslı üçümüzün de üniversiteye başladığı dönemde şehir dışına çıkan kişi ben olsam da bizden koptu. Bunu yapması beklenen kişi aslında ben olsam da öyle olmadı işte. Araya zaman ve yeni çevreler girdiği için "bize bunu nasıl yaptı" diye triplere girmiyorum hiç çünkü bende de sorun vardı, uğraşsam hala eskisi gibi olurduk. Neyse, konu neden Aslı'dan açıldı derseniz eğer kendisini rüyamda gördüm. Aslında bu rüyanın aynısını ikinci görüşüm olduğu için yazma gereksinimi duydum diyebilirim ama garipti. Aslı'nın yaklaşık 7-8 yaşlarında dünyalar şirini bir köpeği var ve o köpek kaçırılıyordu rüyamda. İşin ilginç kısmı ise ben şans eseri görüyor ve kendime alıyordum onu. Daha sonra da onun evine gidip "Aslı, naber? Köpeğin kayboldu dimi senin ya, bende o merak etme buldum ben onu" diyorum o da "aa öyle mi, iyi iyi sen ona iyi bakarsın ama çok özledim onu getir yakında" diyor sonra Aslı'nın annesi geliyor ve yabancı yemekler bize yedirip yolluyor. Daha sonra ben köpeği sahibine götürmek için niyetleniyorum ama köpek ortadan kaybolunca "eyvah, daha dün kıza benim yanımda güvende dedim, şimdi ne yapıcam" yakınıyorum. Tekrar kızın evine gidiyorum, evde kimse yok diye pencereden giriyorum ve köpek orada! Beni görünce üstüme atlıyor, yalıyor, seviyor falan baya bi oynaşıyoruz işte. Aslı da tam bizim o halimiz üstüne eve geliyor köpeği getirdiğim için boynuma sarılıp teşekkür ediyor. İlk gördüğümde hiç dikkate almamıştım aslında ama ikinci kez görünce kendime sormaya başladım "4 yıldır görmediğin kızı neden farklı zamanlarda aynı rüyayla görüyorum? Bu rüyanın anlamı ne?" bir fikri olan var mı bununla ilgili? Hayır cidden merak etmeye başladım bu ne anlama geliyor diye.


Dipnot: Gözümü açar açmaz post girmek nedir ya? Daha uyanamamışım bir şeyler yazma derdindeyim. Neden erken kalktığımı bile bilmiyorum hem...