30 Mayıs 2016 Pazartesi

Yine bir başlamadan bitme durumu

Kendime sürekli söylediğim şeylerden biri "Cha, büyük konuşuyorsun, yapma!" demek ama başkalarını dinlemediğim gibi kendimi de dinlemeyip burnumun dikine gittiğim için tökezleyip duruyorum. Şimdiki durumda geçenlerde bahsettiğim çocukla alakalı. Çalışma arkadaşları olarak ramazandan önce hepimiz bir yemek etkinliği yapalım dedik ve bir akşamı herkese uydurup çıktık işten. Hoş sohbet muhabbet derken centilmen arkadaşımız iş ortamında olmamamızı da fırsat bilerek daha çok yaklaştı, ilgisini çok daha fazla belli etti. Bir ara içeride oturup gırgır şamatadan uzaklaşmak adına biraz dışarı çıkalım mı diye sordu ben de "sanırım konuşma zamanı geldi" diyerek kabul ettim çıktım dışarı. O masadaki herkes onunla o konuşmayı yapacağımı ve söyleyeceğim şeye göre ortamın değişeceğini biliyor oldukları için "aa biz de gelelim" gibi ortaya atlama da olmadı. Yasak olduğu halde o kadar ortadaydık ki müdürümüzden çekiniyordum artık. Neyse, dışarı çıktık biraz yürüdük ettik derken ne düşünüyorsun diye sordu. Önce aptala yatıp "ne hakkında" diye sormayı düşündüm sonra kendime "lafı uzatman kimsenin yararına değil" diyerek açık açık "hiçbir şey" dedim. "Neden hiçbir şey? Neden hemen kestirip atıyorsun ki aynı yerde olmamızdan çekiniyorsan bu kolaylıkla çözülebilir bir problem" dedi önce sonra da "başkası mı var kafanda?" diye sordu. Hayır dedim bir başkası yok kafamda ama ikimizi de yan yana koyamıyorum, seni o şekilde düşünemiyorum ki birbirimizden çok farklıyız bu yüzden hiç denemeyelim bile dedim. O kadar mı kesin konuşuyorsun yani dedi. Evet dedim ne sen kendini benim için değiştirirsin ne de ben kendimi senin için değiştiririm bir arpa boyu yol alamayız biz dedim. Ben bitirirsem tamamen biter ama dedi. Arkadaşlığımız için bunu yapmalısın dedim sonra da "zaten daha yeni tanıştık beni tanısan böyle düşünmezdin" dedim güldüm. Hani sözde komik olmaya çalıştım ya olmadı tabi. Suratında zerre mimik oynamadı "seni tanıdığım için zaten böyle oldu yoksa ilk günlerde ukala kızın teki olduğunu düşünüyordum" dedi sonra içten bir şekilde sarıldı ama ne sarılma ben hayatımda öyle sarılmadım birine. Sanki içine alırmış gibi sıkı sıkı böyle, tanımlayamıyorum bile ki o an bir şeyler kıpırdar gibi oldu bende. Daha sonra normal halimize gelip tekrar masaya döndük falan ama aklımın da bir köşesinde kalmadı desem yalan olur. Yokluğunda aramıyorum ya da yazmadığında falan "yazmayı da bıraktı" şeklinde triplere girmiyorum ama içimde minik bir cıslama oldu o an. Daha sonra Mine'yle bu durumu detaylı bir şekilde konuştum o da çocukla birkaç kere karşılaştığı için "oh be! Kabul etsen ne bela olurdu başına" dedi. Nasıl yani niye bela olsun ki dediğimde de "onun o çocuksuluğu yüzünden sen onunla kavga ederdin o da senin rahatlığın yüzünden seninle sürekli kavga eder birbirinizi bitirirdiniz" dedi. Düşününce mantıklı geldi aslında. Bu çocukla Emre ve Batu'yu hatta geçtiğimiz yaz sonunda Emre'yle kaldığımı ve onları özlediğimi söylediğimde kendi kendine triplere girmişti. Her şeyi kaldırabilirim belki ama Emre ve Batu'yla arama girecek birini kesinlikle kaldıramam. 

6 yorum:

  1. Çocuğun bir beyaz atı eksikti ama şu var kalıba uymayan biziz. Gerçi bizde bence mükemmel olan benim :D Hiç mütavazi olamam jokere karşı. Ama sizde oydu be :d çok farklısınız ama ne bilim benim bile içim bir cıs etti. Mine`nin baktığı yer mantıklı sen gelemiyorsun hesap sormalara kısıtlamalara ne bilim böyle üzerine gelinmesine ama ya gelmezse ihtimali kafamı kurcalıyor hani. Kıyamam ben ona.
    Yazan : Seni satan arkadaşın :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Lady çok fena haller içindeyim bir mala döndüm desem yeri. Bir taraftan tükürdüğümü yalama durumum var diğer taraftan kendime kızma falan kötü yani durum. Mine haklı tabi kız görüyor her şeyi üçüncü göz olarak ama insan mal oluyor ister istemez.
      Lady ben kendimi satmışım sen beni satmışsın çok mu :D

      Sil
    2. Her seferinde denedin ama bu kez kaçıyorsun sanki. Belki bu yüzden takılmış olabilirsin ama çocukta takılıp kalınmayacak gibi değil hani :D

      Sil
    3. Her seferinde üsteleme pes etmeme durumları olurdu bu sefer o da bıraktı diye mi değere bindi bir anlasam

      Sil
  2. Önceki yazında çocuğu baya övmüşsün ama buradaki yazında da tam tersi olmuş gibi. Doğru insan gelince gerçekten hemen anlıyorsun deneyerek olmuyor. Daha fazla tanırsam belki birşeyler hissederim diyerek olmuyor. İlk konuşmaya başladığın zaman içinde bir titreşim oluyor. Bu doğru insan diyorsun, yüzüğü takmasını istediğin kişi oluyor. Umarım aradığın doğru kişi yakında karşına çıkar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onunla ilgili kafam o kadar karışık ki reddettiğime pişman bile oluyorum zaman zaman. Kafamda ikimizi oturtamazken ara ara "acaba" bile diyorum kendime. O bana yüzük taksın istemiyorum tabi o ayrı mesele :D
      Çıkacaksa çıksın karşıma öylesi ya ben böyleyken saçmalıyorum çünkü :D

      Sil