28 Ağustos 2016 Pazar

Geçen hafta yayınlanacaktı bu yazı

Cumartesi gecelerini normalde sevmem. Gittiğim hiçbir yer boş olmaz ya da yollar rahat olmaz çünkü. Bir yere çıkacaksam kendime hep pazar ya da cuma gecelerini uygun görürüm bu yüzden ama bu sefer bir istisna söz konusuydu çünkü Mine'nin doğum günüydü! Aslında pazar doğum günü olsa da cumartesi sabahından başladım kızın başında dikilmeye. Önce elimde minik bir pastayla evine gidip uyandırdım daha sonra gün içinde birkaç kere daha pasta kesmeye zorladım kızı. Birileriyle yeni de tanışsam ya da o an bile tanışıyor olsam "bugün Mine'nin doğum günü" diyerek başkalarına da kutlattım doğum gününü. Aslında işte çok fazla zaman geçirince Mine'yi biraz boşladım hatta doğum günü için anlamlı bir hediye bile bakmadım... Hal böyle olunca da plansız da olsa bütün gününü karşısında geçirerek kendimi biraz affettirme çabasına girdim. Sabah evine çat diye gidince annesi bile şaşırdı diyebilirim kadın aylardır görmüyordu beni neredeyse. Mine işe gidince müdürüyle konuşup sürpriz yapmam da hoş oldu ama en güzeli o hiç sevmediğim sevgilisini arayıp Mine için ateşkes istemem oldu. Mine en çok ikimizin iş birliği içinde olmamıza sevindi. Akşam o işten çıktıktan sonra abim ve arkadaşlarının gittiği yere oturmaya götürdüm biraz şarap ve sohbetten sonra daha gürültülü yerler istediler bu sefer de bütün gece oradan oraya oradan oraya gittik durduk. Önce karaoke bara gittik ama orası pek sarmayınca yakınındaki başka bir yere geçtik. Mine son gittiğimiz yeri hatırlamadığını söylüyor ama ben 4.yerden sonra isyan ettiğimi hatırlıyorum. Plansız olunca hep birikimimden yemem gerekti bir de doğumgünü kızına hiçbir şey ödetmeyince bir onun sevgilisi bir ben bölüştük durduk hesabı. Cebim için oldukça zararlı ama genel olarak bakınca çok eğlenceli bir geceydi. En son "nerede kalacağız biz ya" diyerek birbirimize bakmamız en komiği oldu ama. Tabi kalacağımız yeri Mine'nin asalak sevgilisi buldu ve kesinlikle koltuklarına bile güvenmeyeceğim bir bekar evine götürdü bizi ama o an pek düşünmüyordum durumu diyebilirim. Olayın farkına daha çok sabah vardım ki bilmediğim bir evde lavabo aramak da hiç güzel bir his değildi. Dağınık saçımız ve suyla yarım yamalak çıkan makyajımızı güneş gözlükleriyle kapatmaya çalışırken çıktık evden. Aslında biraz daha kendimize gelene kadar orada kalsak iyi olabilirdi ama abimin arayıp artık eve gelmemi söylemesiyle daha fazla abartmamam gerektiğini hissettim ki zaten her an düşüp bayılacakmış gibi geziniyor olmam da bunun doğru bir karar olduğunu gösterdi. Akşamdan kalma durumu kadar iğrenç bir şey yok şu dünyada! Neyse en azından önümüzdeki 20 temmuza kadar böyle bir gece geçirme imkanım yok zaten.

4 yorum:

  1. Eğlenceli olmuş... Plansız yapılan şeyler daha güzel yaaaa... Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında çok güzeldi ama ben biraz kontrol delisi olduğum için tedirgindim. Annemin dönmemesi en iyisi oldu ama evde olsa baya sıkıntı yaşardım ahahahahah

      Sil
  2. Mine için sevgilisine katlanman çok hoş. Ben hoşlanmıyorsam tek kelime bile etmiyorum hahah :D
    hiç ertesi gün sendromu yaşayacak kadar olmadım ya. fazla mı sağlam midem mi delik henüz çözemedim :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle bir daha suratına bakmak dahi istemiyorum. Bir insan bu kadar mı itici olur ya :D
      Belli içkiler var beni sabahında kesinlikle kötü yapıyor. Bunların başında votka var. Sek içmişsem sabahında saçma sapan bir halim oluyor ama viski, tekila ya da cin içsem hiç böyle olmaz. Ben de anlamış değilim neden böyle olduğumu :D

      Sil