28 Haziran 2016 Salı

Esmiyor!

Başlığa bakınca sıcaklardan yakınacağımı düşünmüş olabilirsiniz ama hayır o kelimeyi bugün o kadar çok kullandık ki yazmak istedim. İşin aslı kim geldi tahmin edin. Daha doğrusu kimler desem daha doğru çünkü Defne ve Batu geldi haftasonu. Batu resmen mezun olduğu için artık sık sık çıkıp gelebilirlermiş... Bizim kız zaten ona taşındı desek yeri çünkü ne zaman arasam yan yanalar. Hayır Defne'nin annesi Batu'yla birlikteliklerine bir şey demedi tamam ama bu derece yanına nasıl yolluyor hala garip geliyor ki babasının değerlisidir Defne. Neyse, şimdi konu bu değil, benim bitmek bilmeyen "siz hep birbirinizi görün Cha bir başına koca şehirde köle gibi çalışsın" triplerim sağ olsun ikisi kalkıp gelmişler. Ne kadar eksik geldikleri için kızsam da Emre'nin bana bir sürprizi olacakmış ondan laf etmememi söylediler. Tamam dedim sineye çektim şuan meraktan çatlasam da Emre'yi arayıp "sürpriz nedir" diye sormuyorum. Önceki hafta sonları bile dolu olduğum için bu hafta sonunu kendime ayırmış, bütün gün dinlenme sözü vermiştim normalde ama gezmedik yer bırakmadık yine. Durumdan şikayetçi misin yani dersen kesinlikle değilim hele gece Defne'yle ben sarılıp yatınca daha bir eğlendim diyebilirim. Resmen aralarındaki kaynanayım, bazen Batu'nun bazen de Defne'nin kaynanası oluyorum. Aylar geçti biraz geç oldu ama alıştım sanırım ikisine. Birbirlerini gerçekten iyi tanıyan iki kişi oldukları düşünülürse aslında böyle olması çok normal sanırım. Umuyorum hiç bozulmaz araları da şu güzel günlerimize gölge düşmez hiç. Hoş ben şimdiden evlenecekleri gözüyle baktığımı onlara söyledim ama neyse, sanırım Batu beyimiz hayatını düzene sokmadan evlenemeyecekleri konusunda bir konuşma yapmış Defne'yle. Batu bir türlü rahat bırakmadığı için konuşamadık bu konuyla ilgili ama özellikle bu konuda Batu en mantıklısını yapar diye düşünüyorum. Bu arada başlığın esprisi benim dört yılımı geçirdiğim şehrin en sıcak yazı bile İstanbul sıcağının yakınından geçmediği için Batu durup durup "Cha bu ne biçim hava sen burayı mı özleyip gidiyordun sürekli", "esmiyor Cha, esmiyor!", "ben seni görmek için bile gelmem, ben biletini alayın sen bizim yanımıza gel" şeklinde yakınıp durdu. Yani hafta sonu için söylenebilir en bariz şey Batu'nun dilinden "Esmiyor!" denmesi. Sesi kulaklarımda resmen abiciğimin. Bu arada Mine, Defne, Batu, abim ve ben pazar yüzmeye gittik. Sonunda sezonu açtım ki bundan sonra sudan pek çıkmam gibi geliyor. Hoş nerede zaman bulup da gideceğim tekrar o kısım biraz muallakta ama olsun. Suyu bir insan nasıl bu kadar sevebilir aklım almıyor bazen.

23 Haziran 2016 Perşembe

Bu kadın sinirlenince çok şirin oluyor

Dün akşam annemle oturup yeni çıkan yaz dizilerinden birini izliyorduk. Konusu annemin deli olduğu evlilik dışı hamilelik ama kadın anam sinir olsa da izliyor sonra kendi kendine laf yapıp bana "sen öyle yerlere gitmiyorsun, tanımadığın insanlarla buluşmuyorsun dimi" demeye başlıyor. Kadının en büyük hobisidir bu. Neyse, diziyi birlikte izleyince doğal olarak tek başına yaptığı konuşmaları bu sefer benimle yapmaya başladı. Önce "öyle anne olmaz, ben seni doktora götürsem hamile olduğunu öğrensek seni de o adamı da öldüresiye dövmeden evlendirmem" dedi. Lafı uzatacağım ya hani, annemi olmayan şeyler için sinirlendiricem falan diye "e bebeğin ne suçu var ne diye dövüyorsun ya bir şey olursa torununa" dedim. "ben nasıl döveceğimi bilirim" dedi tripli bir şekilde kafasını çevirdi gülüp "evlenmek istemezsem peki?" dedim. "Sana soran mı var? Madem o haltı yiyecek kadar yakınsınız evlenirsiniz kaçar yolu yok" dedi kesin konuştu. "E ama dizideki kızın nasıl hamile kaldığı belli bak" dedim "sen o kadar saf değilsin" dedi. Kadına yuh dedim neyimi gördün şimdiye kadar dedim. "anneyim ben görürüm" dedi. "Olsun ben yine de evlenmem" dedim "Cha beni sinir etme evleneceksin" diye bağırdı. Abim öteki odadan gelip gözleri çakmak çakmak bakarak "ne evliliği" dedi bir de o sesini yükseltti. Ben hala gülüyorum tabi annemin sinirlenmesine ama onun "kardeşin hamile kalsa bile evlenmiyor" demesi üzerine abimin bir an kalbi tekledi sanırım çünkü anlık bir boşluk gördüm gözlerinde. Baktım iş ciddiye biniyor açıklamamı yaptım yolladım odaya çocuğu anneme de daha laf yetiştirmedim. Bir kadın anca bu kadar hassas olabilir hamilelik konusunda. Düşüğü, kandırılması, evlilik dışı hamilelik geçmişi olsa anlayacağım bu konulardaki tavrını ama yok yani gayet normal, düz bir hayatı var. Evliliğinin 2.yılınca ilk çocuğunu sonra 5 yıl sonra bir tane ve sonra bir tane daha şeklinde normal bir ilerleyişte hayat. Kimden ne gördü de böyle oldu merak etmiyor değilim hani. Ama annemin sinirlenmesi tam böyle yanakları sıkılası, bağıra basılası oluyor. Dizi bittikten sonra odama geçerken abimin odasına kafamı uzatıp onun da oyununu böleyim bari dedim. "Annem hamilelik diyince aklın gitti bakıyorum" dedim güldüm "Şakasını yaptığın şeyin ciddiyetini biliyorsun dimi" dedi o da kızdı bana. "Çok komiktin o an ama" dedim güldüm adam bana "gerçek olsaydı sen görürdün o zaman curcunayı" dedi kötü kötü bakmaya başladı "Cha saçma şeyler yapmazsın sen biliyorum ama sen yine de dikkatli ol abicim" dedi sonra da "git artık şurada bir şey yapmaya çalışıyorum" dedi yolladı beni. Gören çok önemli bir şeyler yapıyor sanır, oyun oynuyordu! İş stresimi azaltmanın en güzel yolu oldu bu son zamanlarda. Azıcık birini azıcık birini sinirlendiriyorum bütün yorgunluğum gidiyor.

14 Haziran 2016 Salı

Kıskandım mı? Kıskandım tabi!

Benim güzel arkadaşlarımın bana nasıl güzel şok geçirtmeyi sevdiklerini siz de az çok biliyor olmalısınız -ki şu yazıyı da örnek olarak gösterebilirim- bununla yetinmeyen benim güzellerimden biri olan Emre beyimiz telefonda bana 55 dakika boyunca bir kızdan bahsetti durdu. Konuşmanın başında aslında ona karşı bir şey hissetmediğini söylese de telefonu kapatırken en sonunda itiraf etti "ben bu kızı baya baya seviyorum" dedi. Emre bir kızı sevdiğini itiraf etti! Emre kesinlikle böyle şeyleri söyleyen biri değildir arkadaşlar. Kızı anlatırkenki hallerinden ondan hoşlandığını anlamıştım zaten tabi ama bunu onun dile getirmesi hayatımın şokları arasına girebilecek büyüklükte! Emre'nin kızı bir anlatışı var sanırsınız vs meleği ama 150 versiyonu. "Küçücük kız sürekli kolumun altında tutmak istiyorum" diyordu düşünün. Telefonda olayı ciddiye almadığım için önce bir "sen onu nasıl gördün o boyla" diyip güldüm daha sonra "sakın onun yanında buna benzer bir şey söyleme morali çok bozuluyor" dedi. Öyle şey söyler miyim ben dalga mı geçiyorsun dedim ama ciddi ciddi tembihledi beni. Beni tembihledi ya kardeşini, böyle bir şey asla yapmayacağını bildiği kardeşini. Ben daha Defne ve Batu'nun önümüzdeki haftalarda 6.aylarını dolduracaklarının bilincine varamamışken Emre'nin saf aşık modlarını aklım hiç almıyor. Herkeste okul biterken bir değişimler, yaşamlarında yeni kişiler falan olurken kendi ot yaşamıma bakıyorum da sanırım sorun bende. Duygular, aşk falan derken iş yerindeki çocuktan bahsettim Emre'ye ve çocuğun bana dediği tek şey "çocukla oynama Cha". Belki o benimle oynuyor ben kafamda döndürüp duruyorum ne malum demek istedim bir an ama çocuk malını biliyor yani, kime anlatıyorum... Bu arada Emre kızla çıkmıyor. Anlattığına göre kız edebiyat öğretmenliği birinci sınıf mı neymiş ve fazla utangaç ve kendisinden küçük olduğu için korkutmak istemiyormuş. Hayvan herif biz tanıştığımızda hiç beni düşünmemişti ama o birkaç günlük kızı korkuturum diye aklı çıkıyor. Kıskanıyor musun yoksa Cha derseniz evet kıskanıyorum. Tam zamanlı ilgisi üstümde olan üç abimle oldukça şımarık bir yaşantım vardı benim ama şimdi Batu'nun gözü Defne'den başkasını görmüyor, çocuk eskiden ailesinin yanına gitmeden önce beni görmeye gelirdi şimdi Defne'ye gidiyor hatta ailesinin yanına gidiyor -sanırım gerçekten önümüzdeki seneye kalmadan bunlar evlenmeye karar verecek, bilmiyorum- ama Cha ne yapıyor diye sorduğu yok. Kıskandığım kişi yine kardeşim dediğim kız ama olsun ilgi bölündü bir kere. O bir kenara Emre'nin sevdiğini söylediği kızı tanımıyorum bile! Sonradan ortaya çıkan kızı tabiki kıskanırım. 

9 Haziran 2016 Perşembe

Benden bir cacık olmaz

Daha çocuğu reddedeli bir hafta anca oldu ama değere bindi resmen. Kimsenin ilgilenmediği çocuğun kısmeti ben onu reddedince açıldı. Bir göz süzmeler, kur yapmalar falan anlamıyorum nasıl oldu bu bir anda. Hani arada diyorum kendime "aslında bunlar hep vardı ama çocuk şimdi seninle ilgilenmiyor ondan fark ediyorsun" falan diye ama kafam biraz bozuk. Coolluğumdan ödün vermeden hareket ediyorum belki ama içim içimi yiyor önceden suratına bakmadığı, gerekmediği sürece konuşmadığı kişilerle nasıl konuşup ediyor. Şımarıklığımı bu noktada görüyorum tabi ama bir insan bitireceğini söylediğinde bu kadar hızlı nasıl bitiyor ya? Ben şimdi çocuğun tekini koluma taksam gelsem hiç mi bir sinirlenme, kıskanma olmayacak onda? Olması gerekiyor bence... Benim içimi az da olsa cıslatabiliyorken onda da bir şeyler olmalı. Bu biraz aşk gibi görünüyor belki size ama ben tamamen şımarıklığım olduğunu hissediyorum. İlgiyi gördüm ettim götüm kalktı ama vazgeçilmez biri olmadığımı fark ettiğim için gururum kırıldı, şımarıklık yapıyorum. Böyle bir şey ilk defa başıma geliyor ki sırf bu şımarıklığım yüzünden o çocukla oynamayacağım! Mine'ye durumu anlattım kız şok geçirdi, Defne'ye anlattım aynı şekilde tepki verdi ki onlara da bir şey diyemiyorum çünkü ben de şaşkınım. Bu çocuk benim bütün düzenimi alt üst etti resmen. Bazen acaba bu uyguladığı bir taktik mi benim ilgimi çekmek için diyorum daha sonra beynim "Cha saçmalıyorsun!" diyip beni sustuyor. Bir ara kendime "senin önceki bütün odunluklarının acısı çıkıyor Cha. Sen kimi bu şekilde hemen sildiysen o da seni onların intikamı için siliyor" diyorum ki ben önceden yaptığıma göre o da yapabilir. Tek sorun içimde bir yerin ısrarla "hayır canım ne münasebet! Yapamaz tabi!" demesi. Nevrim döndü arkadaşlar, zaten yoğunluk yüzünden fiziksel bir yorgunluk çekiyorum bir de beynim onun yüzünden yanıyor... 

6 Haziran 2016 Pazartesi

Bir geceyi nasıl sabote ederim

Abim liseden mezun olduğunda küçük dayım ona bir iyi bir takım hediye etti ve 2-3 ayda bir boş oldukları bir cuma akşamı illa o takımı giydirip kendi arkadaşlarıyla dışarıya çıkarmaya başladı. Yıllardır o çıktıkları akşam o takım elbiselerle gidip nerede takıldıklarını ne yaptıklarını merak etmişimdir. Geçtiğimiz cuma en sonunda dayanamadım kalktım ben de gittim onun peşinden. Aslında abimin buna kesinlikle izin vermeyeceğini bildiğim için uysal bir şekilde nereye gideceklerini sordum o da yıllardır peşlerine takılmamış olmamın verdiği güvenle söyledi. Tanımadığım kaç tane arkadaşı olabilir ki diyerek aldım giysilerimi ablama gittim orada hazırlandım annem akşam akşam eteğime saçıma laf etmesin diye. Sanırım en son mezuniyete giderken o şekilde giyinip hazırlanmıştım ama neyse. Olay da aslında internetten çok ucuza aldığım ama giyecek yerim olmayan elbise içindi diyebiliriz. Neyse hazırlandım ettim hatta ayakkabılarım yüzünden toplu taşımada haşatım çıkar diye taksiye bindim caddede gideceklerini öğrendiğim yere gittim. İlk önce içeri gidip sağa sola anlamsız şekilde bakındım daha sonra gördüm masalarını kendimden emin bir şekilde sanki her zaman o şekilde görünüyormuş gibi öz güvenle oturdum yanlarına. Benim sarışın abimin önce bir rengi attı daha sonra sinirden kendinden geçti neredeyse. Abimin arkadaşları "Cha kafa kızdır, otursun ne olur" şeklinde söyleyince abim ifademi evde almak için bıraktı beni. Normalde oyunlar, kızlar, dersler vb geneli boş muhabbet eden çocuklar resmen içtikleriyle, giydikleriyle karakter değiştirmiş gibi hareket etmeye başladı bir anda. Bir gece boyunca resmen susup onları gözlemledim, arada muhabbetlerine dahil oldum diyebilirim. Hani tanımasam kendi abimi kesinlikle o demezdim. Yanında normalde içki içmeme laf eden adam gitti bir arkadaşıyla bir şişe şarabı paylaşmama tek bir kelime dahi etmedi. Mezuniyette giydiğim elbiseye bile söylenip durmuştu ama o an o ortamda tek kelime etmedi ki normalde kendi arkadaşları ya da benim arkadaşlarım önünde laf etmekten çekinen biri de değildir... Benim için kesinlikle çok ilginç bir deneyim oldu, sanki hepsi 30larının orta-sonlarına gelmiş hayatlarında bir oturmuşluk var gibiydi. Hoş aralarında vardı zaten öyle tip ama benim abim onlardan biri değil, ben biliyorum hatta o ortamdaki herkes de bunu biliyordu yani. Böyle geceleri tam olarak neden yaptıklarını sordum sen anlamazsın dedi boşver dedi de biraz garip gelmedi desem yalan olur. Ne de olsa olmadıkları biri gibiydi hepsi ve bu pek mantıklı gelmiyor bana. Hatta bunu ona da söylediğimde "her gün böyle olmaya katlanabilir miydim ben sence?" dedi, güldüm çünkü kesinlikle katlanamaz abimde o kadar büyük ciddiyet yok çünkü biliyorum. Gece beni ablama bıraktığında o eve gitmeden hemen önce "merakını giderdin, rahatladın mı" dedi. Pişkin pişkin evet dedim. "Bir daha sakın, ben olsam bile herhangi bir yere böyle geleyim deme" dedi tehdit etti resmen gözleriyle. Taksiden kendimi atıp eve nasıl girdim belli değil. Sabah ablama anlattım önceki akşamı o da biraz kızdı ama abim kadar tepki vermedi tabi. Özel hayata biraz saygı diye vurgu yaptı o kadar ki kabul ediyorum yaptığım ayıptı. Bir daha yapmam zaten işim gücüm yok senede en fazla 4 kere yaptıkları geceyi sabote mi edeceğim yani.