26 Kasım 2018 Pazartesi

Kendime geldim

Yaklaşık 3 hafta oldu ailevi bir sebepten dolayı evden ve herkesten uzak kalalı ve kendimin asla kurmayacağını düşündüğüm bir cümle kurar hale geldim. Evet arkadaşlar evi özlüyorum. Evimi, odamı, kedilerimi, arkadaşlarımla vakit geçirmeyi ve diğer her şeyi. Bireyselliği seviyorum ben, yalnız olmak, evden uzak olmak iyi geliyor bana diyordum sürekli ama zaman bende bunu da değiştirmiş olacak ki artık evime, kendi düzenime dönmek istiyorum. Aslında kendimi uzak hissedeceğim ya da yabancılık çekeceğim bir yerde değilim burası da ikinci evim ama sanırım artık kendi yatağımda yatmam gerekiyor.

Fatih'le bugün uzun bir aranın ardından ilk defa konuştuk. İstanbul'dan ayrıldığımdan beri hiç doğru düzgün konuşmamıştık ki bundan önceki konuşmamız da zoraki bir konuşma gibi olmuştu. Bugün ama eskisi gibi konuşabildik. Havadan sudan ve neler yaptığımızdan bahsetmiş olsak da o eski sıcaklığı hissettim sonunda. Zorunda hissettiği için değil konuşmak istediği için konuştu bugün benimle. Aslında aradığında pek müsait sayılmazdım ama açmam gerekiyormuş gibi hissedip açtım ki iyi ki de yapmışım. Aslında evden ve ondan bu kadar ayrı kalmam ikimiz için de çok iyi oldu diyebilirim. Muhtemelen düşünmekten kaçacağım şeyler hakkında düşünüp yine kendimi koruma başlığı altında fevri kararlar almamı engelledi bu ayrı kalma durumu. Her şey bir kenara onun adına da bir şeylerin değiştiği açık. Bu değişimler bizim için iyi midir kötü müdür bilmiyorum, doğru onu çok özledim ama değiştirmeyeceğim şeyler için üzülmek ya da onu bir şeyleri değiştirmiş gibi davranmaya zorlamak istemediğimi biliyorum. Ne olursa olsun artık diyorum anlayacağınız  Daha fazla kendimi bunun için yıpratmam hiçbir şey kazandırmayacak bana hatta tam aksi sağlığımı bozmaya başlayacak bu şekilde olmaya devam edersem diyordum ama öyle bir şey olmayacak.

Eve dönmekten korkmamdaki sebeplerden biri Fatih'le yüzleşecek olmaktı ama şimdi korkunç bir şekilde yüzüme çarpan işlerimin birikmiş olması oldu. Hiçbir iznim bu kadar uzun olmamıştı bu yüzden biriken işlerimi işe döndükten sonra 2-3 günlük bir süreye yayıp bitiriyordum ama bu sefer uzun süreceği en başta belli olduğu için yerime birini koyarak işin aksamasını engellemeye çalışmışlardı. Bunun pek yolunda gitmediğini de işten arkadaşların sık sık arayıp ne zaman döneceğimi sormalarıyla anlamış oldum. Artık karşılaşacağım şeyden gerçekten korkuyorum... 

19 Kasım 2018 Pazartesi

Düzeltmenin bir yolu olsa keşke

Fatihle işler nasıl düzelecek gerçekten bilmiyorum. Bugün suskunluğumuza bir dur demek adına yazdım neler yaptığını ve nasıl olduğunu sordum. Klasik bir konuşma oldu o benim neler yaptığımı sözde tatilimin nasıl geçtiğini sordu ben de "seni düşünmekten deli oluyorum" diyemeyeceğim için iyi geçtiğini kitap okuyup biraz kafa dinlediğimi falan söyledim. Sonra dayanamadım ve sordum neden o kadar zaman hiç yazmadığını o da bana "benimle konuşmak istediğini düşünmüyordum aslında" dedi. Neden öyle düşündüğünü sordum "sen söyledin" dedi. Daha fazla kafamı karıştırıp beni üzmek istemiyormuş falan öyle şeyler sayıkladı. Ben yazmasam yazmamaya devam edecekmiş bunu net bir şekilde anlamış oldum ama yine de ne yapabilirim bilmiyorum. Eskiyi öne sürmenin anlamsız olduğunu biliyorum bu yüzden ondan ayrı düşmek de istemem ama ben bile kendimi anlamazken şimdi onu sadece zora sokacakmışım gibi hissediyorum. Bir noktadan sonra yaptıkları kendi istedikleri de değil beni üzmemek için yaptıkları olacak ki bunu da istemiyorum. Yüzyüze konşmak en doğrusu aslında ama bunun için de ay sonunu beklemem gerekiyor. Net bir yol olsa "Cha şunu yaparsan düzelir her şey" dese biri ne kadar güzel olurdu doğrusu. Aylar önceki yazımda Fatihle ya çok iyi bir çift oluruz ya da denerken çok güzel bir dostluğu bitiririz demiştim, keşke ikinci değil birinci dediğim çıkmış olsaydı.

18 Kasım 2018 Pazar

Bitti...

En sonunda tamam diyorum bu sefer oldu, 25 yıllık hayatım boyunca ilk defa düzgün bir ilişkim ve sosyal bir hayatım var diye ama hayır! Tabi ki de her şey çok güzel bir şekilde ilerlerken böyle kusursuz olmaması için pürüzler çıkmak zorunda. Hatta pürüz öyle küçük de değil baya bildiğiniz bitti. Neden mi? Ben ailemle Fatih arasında kalıp zorlanıyorum diye. Olayın nasıl ilerlediğine değinecek olursak aslında biraz anlamsız. Geçen hafta aile içi bir durumdan kaynaklı izin alarak apar topar bir yere gitmem gerekti. Plansız programsız bir durum olduğu için o dönem için konuşulan her şey havada kalmış oldu ve bir nevi sözler tutulamamış oldu. Gidişimden bir gece önce Fatih ve birkaç arkadaşı içmeye gitmişti ben de evde kendi halimde hazırlık yapıyordum. Saat 11 civarı Fatih aradı ve kesinlikle eğlenceli ama sarhoş bir sesle beni de yanlarında görmekten mutlu olacağından bahsetti. Hemen gittim tabi bu eğlence kaçmaz diyerek. Yanlarına vardığımda hepsi ayrı alemdeydi ve eski sevgili ya da sevdiklerinden bahsediyordu. Hepsinin hikayesini ayrı ayrı zamanlarda dinlediğim için bilsem de sıradan tekrar dinledim sarhoş kafaların platonik aşklarını ama sıra Fatıh'in isyanlarına geline ister istemez gerilmeye başladım. Eski şeyler tamam önemli değiller ama yine de ondan bahsederken çatlayan sesi bile içimi mahvetti. Sarhoş adama kıskandığımı mı söyleyeceğim diyerek sustum ama anlattı anlattı anlattı derken hissettiğim tek şey salt acı olmaya başladı. Oturduğumuz yerden kalkarken en son susmasını söyledim çünkü durum benim için gerçek anlamda rahatsız edici olmaya başlamıştı. Artık susmasını bunları daha fazla duymak istemediğimi ona söyleyince "Cha ben ona aşık değilim, sevmiyorum artık umrumda değil" dedi. Konuşmak istemediğimi eve dönmek istediğimi söylesem de üsteledi konuşmaya çalıştı. Üzüldüğümü görünce daha fazla bir şey söylemedi sarıldı ittim, yanımda durdu başka yere geçtim derken eve dönmeme izin vermeden sadece yanında tuttu beni. Ben sırf rahatsız hissetmesin diye artık Komşu Çocuğunun adını anmazken kendim aynı durumla karşılaşmam gerçekten sinir bozucuydu. O gece artık bir sonraki gün işe gideceğimiz için evlere ayrılırken beni bırakmak istedi ama sarhoş ısrarı yüzünden bağırıp tek başıma taksiye bindim ve eve döndüm. İşte bütün gün telefonumdan uzak kalıp bir sonraki sabah havaalanına gideceğim sırada ki bu sabahın 5i demek oluyor kapımda belirdi. Yol boyu ağzımızı bıçak açmadı ikimizin de ama ayrıldığımız esnada "döndüğünde konuşmamız gereken şeyler var" diyerek beni küçük bir hoşçakalla uğurladı. Peşinden gelen 10 günün hiçbir kısmında da konuşmadık. Anlayacağınız nasıl başladığını anlamadığım ilişkim yine ansızın bitti gitti. İstanbula hala dönmediğim için konuşmuz değiliz ama her şey ortada. O artık o kızı sevmediğini söylese de ben onun yapabileceğini söylediği şeyi yapacak güçte değilim. Bana bir başkasını düşünerek sarılırken ya da keşke o olsaydı öptüğüm diyerek beni öpmesine ben dayanamam. Her şey bir kenara ben bununla savaşamam. Bunun altından kalkamam...