16 Temmuz 2015 Perşembe

Tatil bitti...

Geçtiğimiz hafta benim için fazlasıyla hızlı geçti. Kamp genel anlamda çok güzeldi ama çok sinir bozucu anları da olmadı desem yalan olur ki sinek böcek değil benim en büyük derdim tuvalet oldu. Kamp alanlarının dolmuş olması gibi sebeplerle yine izin verilen ama imkanların elimizde olmadığı bir yere kurulduk. Sanırım abimin istediği de böyle bir şeydi çünkü o kalabalıkta ailelerin dışında erkek grupları çokça vardı ve ilk konuşmaya gittiğimiz yerde arabadan ben ve Yelda çıkınca bile birbirlerini dürtmeye başlamışlardı. Neyse elimizde imkan yok derken demek istediğim şeylerden biri duş ve tuvalet imkanı. Aslında o kalabalık yerde yine istesek de rahat olmazdım ama en azından olurdu orada düzgün bir yer. Bir tane pansiyon belirledik oraya gittik yemek tuvalet ve duş gibi ihtiyaçlar için. Ama bunun dışında her şey güzeldi hayatımın en güzel rahatsızlığını yaşadım diyebilirim. Bir de bronzlaşmamış olsam daha mutlu olabilirdim ama güneş kremi böcek çekiyor, böcek savar sprey güneş kremi etkisini gideriyor. Hal böyle olunca cha kırmızı/bronz karışımı bir renkle eve geri döndü.

Yol yorgunluğu, hazırlıklar ve dinlenmeden sonra hali kalmamış bir şekilde sızmıştım ki yengecim ve abicimin şiddetli kavgasıyla uyandım. Birbirlerine bağırdılar çağırdılar derken tek kişilik çadırımda 2 gece Yelda'yla yatmak zorunda kaldım. Zorunda diyorum aslında ama ben bu kızla böyle iyi geçineceğimi asla düşünmezdim. Baya iyiydik onunla hatta biz iyi oldukça Yelda abimden daha da uzaklaştı derken beyfendi sinir küpü oldu. Olay da abim söylemedi ama Yelda'nın söylemiyle kısaca kıskançlık. Tabi ben de bir kız olarak hem cinsimin tarafını tuttum o kısmı geçmeyelim. İşte bu ikisi kavga edince abim de Murat abiye sardı ikisi takıldılar sonra Yelda ilk sarhoş anında yelkenleri suya indirip beni satıp abimin yanına döndü. Bu arada Yelda'yla kaldığım o kısa sürede geceleri birbirimizle normaldekinden çok daha fazla iletişimimiz oldu ve abimin bu kızdan neden ayrılamadığını az çok görmüş oldum. Bir ara beni yine sinirlendirirse hakkında edindiğim şeyleri buraya yazar sinirimi atarım tabi de şu an için içimden gelmiyor aramız iyi olduğu için. Bir ara yanımıza yabancı bir abi/amca karışımı yaşını asla tahmin edemeyeceğim bir adam geldi, güvenliyse ve bizi rahatsız etmezse kalabilir miyim diye sordu bizim ağır abilerimiz de kabul etti. Adam yanımızda 3 gün kaldı ama fazlasını istese de olmazdı sanırım çünkü bir gece fark ettik ki adam denize çıplak giriyor. Yelda ve ben için bu durum komik olsa da kızdı bizimkiler bir kere adamla konuştular hemen özür falan dilendi etti adam sonra gitti. Ben götürdüğüm kitapların sadece birini okuyacak fırsat buldum o kadar boşluğun arasında nasıl olduysa ama temiz hava uyutuyor beni ne yapayım. Bu arada hayatımın en büyük rezilliklerinden birini yaşadım bu ara o da geri dönmemize 2 gün kala Murat abinin "cha sen hasta mıydın? E denize nasıl girdin?" demesi Yelda'nın "hiiiiggg... Cha üstün batmış" diye sessiz uyarısı ve benim yerin dibine girişimle oldu. Üstümü değiştirip hazırlanmamız normalde olması gerekenden çok daha kısa sürdü diyebilirim. Son günleri minicik bir pansiyonda yine ben ve yelda abim ve murat abinin bir odada olduğu şekilde bitirdik. Hayır zamanım bile değildi ne diye erken oldu da son günlerimizi batırdı bu durum anlamadım ama gelişini hissetmemiş olmam rezilliğin en son noktası oldu. 

2 yorum:

  1. Yenge ile iyi anlastik deyince sasirdim. Ama ne derler bilirsin bir insani tanımak istiyorsan onunla tatile çık. Senin ki de o hesap olmus :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha önce aynı evde kalmışlığımız var aslında ama araları bozukken ve yapacak bir şey yokken kalmamıştık hiç ondan iyi oldu bize. Yine de yenge sıfatını ona vermemeye kararlıyım :D

      Sil