25 Ağustos 2015 Salı

Yıllar sonra çocuklarına kavuşmuş anne mutluluğu benimki

Pazar akşamı abimle eve döndükten sonra ilk iş olarak sabahın körü bir saate biletimi alıp yola çıktım. Aslında Defne'yle akşama geleceğim diye konuşmuştum pazar akşam dönmek aklımda olmadığı için ama sonra söyleme kimseye git işte diyerek kendimi ikna ettim. Otobüsten iner inmez Emre'nin satış danışmanlığını yaptığı erkek giyim mağazasına dalış yaptım ama hesaba katmadığım şey gittiğimde yemeğe çıkmıştı bu yüzden avm içinde onu aramam gerekti. Aslında ilk işim çalışanların sigara içtiği terasa çıkmak olsaydı zaman kaybetmezdim ya neyse, görür görmez koştum atladım üstüne. Önce bir küfür etti "ne oluyor lan" şeklinde yakındı sonra beni görünce "ne işin var senin burada hani akşam geliyordun" dedi aldı kolunun altına derken onun arası bitene kadar yaklaşık bir 20 dakika geçirdik. Sonra evin anahtarını ondan alıp eve Defne'nin yanına gittim. O da beni akşam beklediği için anahtarla eve girip karşısına bir anda çıkınca aklı çıktı kızın hatta korkudan ağlayacaktı az kalsın kapının sesini duymuş ama kimseyi beklemediği için bir sürü şey kurmuş benim saf kızım. Gönül isterdi Batu'nun da yanına gideyim ona sürpriz yapayım ama onun üstleri en küçük kaytarmada çocuğun başına ekşidikleri için gitmek istemedim. Tabi akşam Defne'yle Emre'yi de alıp onun çıkışına gidince biraz trip yedim. Neymiş herkese sürpriz yapmışım ona yapmamışım... Çocuğu düşünsek bir dert düşünmesek ayrı bir dert. Akşam akşam bir yerlerde oturup tatilin Defne ve benim için nasıl geçtiğiyle ilgili güzel bir sohbete girdik ilk önce. Malum ne kadar yakın olursan ol bir kişiyle illa "naber, nasılsın, tatil nasıldı" sorularını duyuyorsun. İşte ben geçtiğimiz günleri teker teker döktüm ki zaten her gün olmasa da arada konuşup soruyorduk birbirimize. Bu arada yüz yüzeyken anlatmayı düşündüğü için günlerce söylemediği bir yaz aşkı olmuş Defne'nin! Konuşurken "bence ayrıldık çünkü o başka şehirde ben başka görüşme şansımız yok" dedi. Yani 2-3 gün önce falan ayrılmışlar ama Defne hiç kafasına takmış gibi değildi. Bu durum onun için şaşırtıcı çünkü erkekler söz konusu olduğunda en kandırılmaya açık, üzülen kişi oydu aramızda. Daha sonra yan masalardan birinde bir çocuğu gözümüze kestirdik Defne'yle ama ne kestirme ikimiz de birbirimizi dürtüp duruyoruz çocuk çok hoş diye. Bir süre sonra bizimkiler bizim fısır fısır halimizden işkillenip ne olduğunu sordular ben de boşluğuma geldiği için "arkadaki çocuk çok tatlı ona bakıyoruz" dedim. Zaten oradan sonra ikisinden de kesici bakışlara sahip olmaya başladık. Neymiş işte arkadaş bile olsak onların yanındayken başka çocukla kesişmemiz onlar için kötüymüş de sonra o masadaki çocuklar onlar hakkında gevşek diye konuşurlarmış da bir şeyler bir şeyler. Gevşek ne ya? Bir de kalktılar yer değiştirttiler iyice yanımıza sokuldular. Artık şakaya vurup "kısmetimizi kapatıyorsunuz böyle ama" diyince de bir adet kol omzuma indi kalkmadı bir süre.

Akşamı dışarıda geçirdikten sonra mecbur eve geldik tabi. Emre bize kendi odasını verdi Defne'yle koyun koyna yatarız diye onlar da Emre'nin diğer ev arkadaşlarının odalarına dağıldılar. İkisi de akşam erken çıkabilmek için çalışma saatlerini sabahtan olsun diye konuşmuşlar ama baya yorucu olacak onlar için. Bir de Emre sabah 6da mı çıkacakmış neymiş yeni mallar geldi falan dedi. Nasıl yoruluyorlar belli değil. Okulu bitirselerdi şimdiye en azından adam gibi bir yerde çalışırlardı ama kime anlatıyorsun...
Boş kalıp bir an bloga gelemeyeceğim gibi geliyor şu ara. Bilmiyorum belki gelebilirim. Neyse ki Defne duşta uzun kalan biri de ha geldi ha gelecek korkum olmadan odaya kapanabildim. Ben de girmek istiyorum aslında ama şimdi mi girmem daha mantıklı olur yoksa sabah mı emin olamıyorum. Eskiden çekinirdim şimdi çekinme yok ama üşeniyorum. Sanırım Defne'yi düşünerek girmem gerekiyor ama.

6 yorum:

  1. ha haaaaa işte hayata dönmüşsün çok hoooooş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevmiyorum bu şehri pek ama gerçekten hayata döndüm diyebilirim. Yanında kim olduğu çok önemli gerçekten :)

      Sil
  2. Deliiii başlığa bak koptum :D yerim senin mutluluğunu :D (oburluk ikinci mesleğim oldu. birinci mesleğim garfieldlık oldu çünkü işsizim ben :D) işsiz olmakta ayrı bir eglenceli ahahahah :D
    hmmm o kısmetimi kapatıyorsunuz dediğin anda hangi kol indi kalkmadı bir süre cevap ver bana :D niye yazmadın onu hı hı hı :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üstlerine nasıl atladığımı görsen asıl o zaman deli derdin ahahaha.
      Önemli olduğunu düşünmemiştim aslında ama senin engeline takıldım resmen ahahah. Üzgünüm ama düşündüğün kişi değil Batu benim daha yakınımdaydı doğal olarak o yanımdaydı ve o kol da onundu :D

      Sil
  3. yavrum ya sen geri taşın bak oraya. Sen onlarla çok mutlusun be. Ya da anneni ikna et onları sizin evekardeş diye al. Bir arkadaş vardı kurs yüzünden geri geldi iş bulmuş. Halasında falan kalıyor eve çıkacakmış Resmen çıkma gel bizde kal tekim diye yalvardım ya.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kimseyle olmadığım kadar mutluyum onlarla ama sağlam bir iş olmazsa buraya geri dönemem ki. Tekrar ev açmak hele imkansız gibi bir şey. Okulu uzatsam iyiydi hadi devam zorunluluğum olmadığını anneme söylemez kalmaya devam eder aynı zamanda çalışırdım ama aptal olduğum için yapmadım öyle bir şey. İstanbul'a 1 haftadan fazla kalmaya geliyorlar mı sanıyorsun? Boğuyormuş burası çok kalabalıkmış. İzmir olur Bursa olur diyorlar hatta Ankara bile tamam ama İstanbul'da yaşanmazmış -_-

      Sil